6) Adak Adamak:

“Adaklarını yerine getirirler ve şerri yaygın olan bir günden korkarlar.” (İnsan: 76/7)



Adak adamak demek; bir kimsenin, Allah’ın kendisini yerine getirmekle sorumlu tutmadığı bir şeyi yerine getirmek için kendi kendine söz vermesidir. Ayetteki “Adaklarını yerine getirirler” demek, adak adamayı ibadet kabul edip bunu Allah için yerine getirirler demektir. Allah teala onları bu davranışlarından dolayı övüyor. Allah Teala ancak kendisine ibadet edenleri över. Bu da gösteriyor ki adak adamak ibadettir. Kim Allah’tan başkasına adak adarsa Allah’a ortak koşmuş olur. [41] 



Bu ayetin nezrin (adakta bulunmanın) Yüce Allah’a ibadet kapsamı içerisinde oluşunun delili şudur: Şanı Yüce Allah bu gibi kimseleri adaklarının gereğini yerine getirdikleri için övmektedir. Bu da Allah’ın böyle bir davranışı sevdiğine delildir. Yüce Allah’ın sevdiği bütün ameller ise ibadetin kendisidir. Bunu da ayet-i kerimede geçen “Ve kötülüğü yaygın olan bir günden korkarlar” buyruğu ayrıca desteklemektedir.



Şunu belirtelim ki gereğini yerine getirdikleri için Allah’ın bu gibi kimseleri övdüğü nezir (adak) aslında yüce Allah’ın farz kıldığı bütün ibadetleri kapsamına alır. Çünkü farz olan ibadetlere insan başladığı takdirde onların gereklerini yerine getirmeyi de üstlenmiş olur. Buna delil de yüce Allah’ın şu buyruğudur:



“Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve Beyt-i Atik’i tavaf etsinler.” (Hacc: 22/29)



İnsanın kendisini herhangi bir şey ile ya da vacip olmayan bir itaat ile yükümlü kılması anlamına gelen nezir (adak) mekruhtur. Kimi ilim adamı bunun haram olduğunu dahi söylemiştir. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) adakta bulunmayı yasaklamış ve şöyle buyurmuştur: “O ayrıca bir hayır getirmez, sadece onun vasıtası ile cimri bir kimseden bir şeyler çıkartılır.” Bununla beraber insan yüce Allah’a itaat olmak üzere bir adakta bulunacak olursa, onu da yerine getirmesi vaciptir. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) “Kim Allah’a itaat etmeyi adarsa O’na itaat etsin.” diye buyurmuştur.



Hulasa nezr (adak) tabiri genel olarak farz ibadetler hakkında kullanıldığı gibi, özel olarak da insanın yüce Allah için herhangi bir şeyi yerine getirmekle kendisini yükümlü kılması anlamında da kullanılır. İlim adamları bu özel anlamıyla nezri (adağı) çeşitli kısımlara ayırmışlardır ki bunlara dair geniş açıklamalar fıkıh kitaplarındadır. [42]