Sulh Bedeli İle İlgili Şartlar

Sulh bedelinin mütekavvim bir mal olması gerekir. Şarap, domuz eti, kan gibi İslâm'a göre alım-satımı caiz olmayan şeyler sulh bedeli olarak belirlenemez. Çünkü sulhta ivazlı akit anlamı vardır. Bu yüzden satım akdinde bedel olmaya elverişli olmayan şey sulh bedeli de olamaz. Sulh bedeli menkul veya gayri menkul bir mal olabileceği gibi, borçlanma veya menfaat kabilinden de olabilir.



Dava konusu olan şey bir ayn olup, sulh da ikrara dayalı bulunursa, sulh bedeli miktar ve nitelikleri belli olmak şartıyla bir mal da borç da olabilir. Çünkü böyle bir sulh iki taraf için de satım akdi niteliğindedir. Bu durumda dava konusu şey satılan mal, sulh bedeli ise sâtış bedeli niteliğinde olur.



Sulh bedeli mevcut, belirli ve mülk edinilmiş bir ayn olunca, misli veya kıyemî mal niteliğinde olabilir.



Sulh bedeli zimmette borç olarak kalacaksa miktar ve nitelikleri belirli standard bir mal olması gereklidir. Çünkü bu şeyler semen olmaya elverişlidir.



Nitelikleri belirli bir hayvan sulh bedeli olarak zimmet borcu şeklinde belirlense böyle bir sulh akdi caiz olmaz. Çünkü böyle bir hayvan, mal karşılığında zimmette sabit bir borç olarak kalmaz.



Dava konusu şey zimmet borcu (deyn) olur ve sulh da ikrara dayalı bulunursa, şu hükümler uygulanır:



1) Eğer dava konusu altın, gümüş veya nakit para ise, iki durum söz konusu olur. Sulh bedeli ile dava konusu olan alacak ya cinsleri farklı olur veya aynı cinsten bulunur.



a) Dava konusu olacak nakit para, sulh bedeli miktarı ve nitelikleri belirli bir mal olursa, sulh akdi geçerli olur. Burada akit, alacağı bir mal karşılığında satmak niteliğindedir. Yüz gram altın alacağı yerine nitelikleri belirli bir top kumaş almak gibi. Sulh bedeli dirhem, dinar veya nakit para dışında bir borç olarak belirlense sulh caiz olmaz. Çünkü bu durum borcu borçla satmaya yol açar.



b) Dava konusu olan alacakla, sulh bedeli aynı cins ve miktarda olursa böyle bir sulhun geçerli oluşunda şüphe yoktur. Yüz gram altın alacağı için yine yüz gram altın üzerinde sulh anlaşması yapmak gibi...



Diğer yandan sulh bedeli, miktar ve nitelikte alacaktan daha az ise sulh yine caizdir. 100 gr. altın alacağı yerine 50 gr. altın üzerinde sulh akdi yapmak gibi... Burada davacı alacağının bir bölümünü almış, geri kalan için borçluyu ibra etmiş sayılır.



Sulh bedeli miktar ve nitelikte, asıl alacaktan daha fazla ise sulh akdi caiz olmaz. 100 gr. altın alacağı yerine 150 gr. üzerinde sulh akdi yapmak gibi... Çünkü bu durumda fazlalık faiz olur.



Sonuç olarak, sulh akdi altın, gümüş veya nakit para olarak davacının hakkı cinsinden daha azı üzerinde yapılmışsa; bu hakkın bir bölümünü almak, kalanından ise borçluyu ibra etmek anlamına gelir. Sulh akdi yine bunlardan, davacının hakkı cinsinden, asıl alacaktan daha fazla bir miktar üzerinde yapılmış olur veya nakit para veya mal olarak başka bir cins üzerinde yapılmış bulunursa ivazlı akit söz konusu olur. Buna göre, davacı peşin bir alacak için aynı miktardaki vadeli bir alacak üzerinde sulh akdi yapsa bu akit geçerli olur. Bu, alacağın tecili anlamına gelir.



Sulh, bunun aksine vadeli alacağı peşin olarak alma şeklinde olsa yine geçerlidir. Burada davacı hakkını almış, borçlu da te'cil konusundaki hakkını terk etmiş olur (es-Serahsî, a.g.e., XXI, 2'7; İbnü'l-Hümâm, VII, 24; Zeylai, Tebyinü'l-Hakâik, V, 41; İbn Âbidîn, Reddül-Muhtâr, Mısır t.y., IV, 500; ez-Zühayli, el-Fıkhul-İslâmi ve Edilletüh, Dimaşk 1405/1985, V, 303).



2) Dava konusu alacak altın, gümüş veya nakit para dışında misli mallardan zimmet borcu olursa; sulh bedelinin bunun cinsinden olup olmamasına göre iki durum söz konusu olur.



a. Sulh bedeli, asıl alacak cinsinden ise, bunlar miktar ve sıfatta bir olunca sulh akdi caiz olur. Burada kabz şart koşulmaz. Çünkü davacı hakkının ayn'ını almış bulunur. 100 kg. buğday alacağı için aynı nitelik ve miktarda buğday için sulh anlaşması yapmak gibi...



Miktarda ve sıfatta hakkından daha azı için sulh yapılsa caiz olur. Burada akit ivazlı sayılmaz, kalanda indirim uygulanmış bulunur. Çünkü bu, hakkının bir bölümünü almak, kalanından ibra etmek demektir. Burada da kabz şart değildir.



Miktarda değil yalnız sıfatta hakkından daha azı üzerinde sulh akdi yapsa bu da caiz olur. Burada o davacı hakkının aynını alınış ve davalıyı da borcun sıfatından ibra etmiş olur. Kabz yine şart değildir.



Miktar ve sıfat olarak veya sıfat olarak değil, miktar olarak hakkından daha fazlası üzerinde sulh akdi yapılsa; sulh caiz olmaz. Çünkü bu faizdir. Ancak miktar olarak değil, sıfat olarak asıl alacaktan fazlası üzerinde sulh akdi yapılsa, caiz olur ve bu ivazlı akit sayılır. 100 ölçek Kanada cinsi buğday alacağı için yine 100 ölçek Rus cinsi buğdayı kabul etmek gibi...



b. Dava konusu alacakla sulh bedelinin cinsleri ayrı olursa, burada sulh bedeli altın, gümüş ve nakit para kabilinden ise sulh caiz olur. Taraflar birbirinden ayrılmadan kabz şarttır.



Sulh bedeli ölçü veya tartı ile alınıp satılan bir mal ise, sulh akdi caiz olur. Mecliste kabz şarttır. Böylece deyn'in deyn ile mübadelesinden sakınılmış olur. Meselâ; bir kimsenin başkasında bir ölçek buğday alacağı olsa, borçlu ile vadeli bir para üzerinde anlaşma sağlansa, bu sulh akdi geçerli değildir. Çünkü böyle bir işlem deyn'i deyn ile değişme niteliğindedir.