Cehennemde Alçaltılıp Küçük Düşürülürler

Yeryüzünde büyüklenenler cehennemde bunun karşılığını alçaltıcı bir azapla göreceklerdir. Büyük bir fiziksel azabın yanında onları manevi olarak da aşağılayıp, küçültecek bir sonla karşılaşacaklardır. Yeryüzünde haksız yere büyüklenmelerinin karşılığı artık cehennemde ebedi küçüklük ve aşağılanmadır:



İnkar edenler ateşe sunulacakları gün: "Siz dünya hayatınızda bütün güzelliklerinizi ve zevklerinizi tüketip-yok ettiniz, onlarla yaşayıp-zevk sürdünüz. İşte yeryüzünde haksız yere büyüklenmeniz ve fasıklıkta bulunmanızdan dolayı, bugün alçaltıcı bir azab ile cezalandırılacaksınız." (Ahkaf Suresi, 20)



Allah onları en çok ağırlarına giden şekillere sokar. Ateşin içinde yüzükoyun sürüklenmek gibi hor ve aşağılatıcı bir muamele görürler. Ateşe girmek zaten azaptır, fakat kibirli biri için yüzükoyun sürüklenerek aşağılanmak daha büyük bir azaptır:



Hayır; gerçekten insan, azar. Kendini müstağni gördüğünden. Şüphesiz, dönüş yalnızca Rabbinedir. Engellemekte olanı gördün mü? Namaz kıldığı zaman bir kulu.



Hayır; eğer o, bir son vermeyecek olursa, andolsun onu perçeminden tutup sürükleyeceğiz; O yalancı, günahkar olan alnından. (Alak Suresi, 6-10; 15-16)



Yukarıdaki ayetlerde insanın azgınlık sebebi olarak kendini müstağni görmesi gösterilmiştir. Yani enaniyeti... Yine ayetten de anlaşıldığı gibi, bu azgınlığının en büyük belirtisi inananları engellemeye çalışmasıdır. Bir başka ayette de bu dünyada üstün ve onurlu geçinen gururlu kimselerin cehennemde tam tersi bir konuma sokulduklarını görürüz:



"Onu tutun da cehennemin orta yerine sürükleyin.



Sonra kaynar suyun azabından başının üstüne dökün;



Tad; çünkü sen, (kendince) üstün, onurluydun." (Duhan Suresi, 47-49)



İşte enaniyetli insanların haksız yere büyüklenmelerinin neticesi budur. Peşinden koştukları dünya zaten geçicidir. Çok fazla şeye sahip olsalar bile bunların hepsi tükenip gider; yaşanılan bütün zevkler, güzellikler geride kalır. Oysa ahiret hayatı sonsuzdur. Üstelik var olan herşeyin sahibi Allah’tır; dünya hayatında insanlara verdiklerini yalnızca onları denemek için verir. Kişi sahip olduklarıyla Allah’ın rızasını mı arayacak yoksa nankörlük edip azacak mı, diye dener. Verilen nimetlerle büyüklenmeyi isteyen insanların karşılığı ise, umduklarının tam tersine alçaltıcı bir azaptır. [136]