İlham:

İnsanın kalbine bir mananın (anlamın) konmasıdır. Delilsiz olarak, yani bilgi vasıtalarımızdan birine dayanmayarak feyiz yoluyla kalbe doğan manadır. İlham ve rüya İslam’da bilgi kaynağı kabul edilmemiştir.



İlham ve rüyanın bilgi kaynağı olmamasının iki nedeni vardır:



1) İlham ve rüya bilgi kaynağı olamaz. Çünkü, insana gelen ilham, ya da gördüğü rüya, şeytandan da olabilir, melekten de. Halk deyimiyle rahmani de şeytani de olabilir. Bunu tesbit etmek için elimizde güvenilir bir ölçü yoktur. Rahmani ilhamlar olduğu gibi; şeytani vesveseler de vardır. Bunu ayırdetmek de zannedildiği kadar  kolay değildir. Ayrıca görülen rüyanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği de belli değildir. Dolayısıyla gördüğümüz rüya, bizi tümüyle bağlamayacağı gibi, diğer insanları hiç mi hiç bağlamaz.



Şöyle bir düşünelim; rüyamızda İstanbul - Ankara  uçağının düştüğünü  gördük. Kendimiz gitmemeye karar verdiğimiz gibi, diğer yolcuları da gitmemeleri için uyarıyoruz. İnsanlar, doğal olarak bize “sen deli misin?” diyecektir. Bu uyarımız,  insanlar arasında gülünç duruma düşmemize neden olacak; ama  biz uçağın düşeceğini ısrarla söyleyeceğiz. Bu bir anlamda gaybdan haber vermek olur ki, gaybı sadece Allah bilir. İnsanlar bizden bu iddiamızı ispat etmemizi isteyecektir. Oysa bunu ispat etmenin imkanı yoktur. Çünkü uçağın düşüp düşmemesi gördüğümüz rüya ile hiç bir alakası olmayan teknik bir konudur. Uçak  ya teknik bir arızadan veya pilot hatasından dolayı düşer.   



Hayatını gördüğü rüyalar üzerine kurmak, insanı ruhsal bunalımlara sokar. Bunun sonucu olarak psikopat denilen hasta tipler ortaya çıkar. Bir de, toplumu oluşturan insanların bu tipler olduğunu düşünürseniz, o zaman seyreyleyin gümbürtüyü.



2) İlhamın delil olmamasının bir nedeni de, istismara açık olmasıdır. Nitekim geçmişte ve günümüzde pek çok kimse çıkarak, kendisine vahiy şeklinde ilham geldiğini,  Peygamberimiz’le görüştüğünü, ondan hadis aldığını söyleme cür’etinde bulunmuştur. Bu şekilde İslam dinine birçok hurafe sokulmaya çalışılmıştır. Oysa bu dinin herhangi bir hükmünü gizleyip çıkarmak insanı dinden çıkaracağı gibi, dinden olmayan şeyleri bu dinin hükmü imiş gibi göstermek de insanı dinden çıkarır. Çünkü dinden olanı atmak da, dinden olmayanı katmak da küfürdür.



Günümüzde ortaya çıkan yalancı peygamberler, mehdiler, şeyh olduğunu söyleyip dinini bilmeyen cahil insanları kandırarak onları maddi ve  manevi olarak sömüren sahtekar tipler ve sözde zikir ayinleri tertipleyip, kamera karşısında şov yapan, ne olduğu belli olmayan şarlatanlar ile gelecekten haber verme iddiasında olan medyumlar, falcılar, astrologlar bu anlayışa sahip olanların günümüzdeki yansımasıdır. 



Eğer çevremizde böyle insanlar varsa, ki maalesef var, inancımızın bir gereği olarak bu insanlara itibar etmememiz gerekir. Şurası bir gerçektir ki, ilim ve aklın olmadığı yerde cehalet, cehaletin olduğu yerde de din tüccarları ortaya çıkar. [76]